Televizyon olmadan yaşayamam.
- I can't live without a TV.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Herhangi birinin yardımı olmaksızın onu yapabileceğimi düşündüm.
- I thought I could do it without anybody's help.
Mütevazilik olmaksızın cesaret tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
O olmadan bunu yapamayız.
- We can't do this without her.
İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.
- I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals.
Neye ihtiyacınız olduğunu söylerseniz ve ben onsuz nasıl idare edeceğinizi söylerim.
- Tell me what you need and I'll tell you how to get along without it.
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
- A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.
Sizin yardımınız olmadan onu yapamazdım.
- I couldn't have done that without your help.
Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
- Tom wouldn't leave without your permission.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
O farkında olmadan Tom'un arka kapısında sızdım.
- I just snuck in Tom's back door without him noticing.
Mary sızlanmaksızın her şeyi kabul etti.
- Mary accepted everything without complaining.
Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
- She went out without saying good-bye.
Tom görülmeden yurdun dışına çıkamadı.
- Tom couldn't sneak out of the dorm without being seen.
Tom çekinmeden arabasını sattı.
- Tom sold his car without hesitation.
Tom çekinmeden odaya girdi.
- Tom entered the room without hesitation.
Ne yaptığımı bilmeden odadan dışarıya koştum.
- I ran out of the room without knowing what I was doing.
Çocuklar tehlikeli olduklarını bilmeden sık sık tehlikeli olan şeyleri yapmak isterler.
- Children often want to do things that are dangerous without knowing that they are dangerous.
Düşünmeden hareket etti.
- She acted without thinking.
O mutlu günleri düşünmeden bu resme asla bakmam.
- I never look at this picture without thinking of those happy days.
Kahveyi şekersiz içmeyi sever.
- He likes drinking coffee without sugar.
Şekersiz buzlu çay iyi değildir.
- Tea with ice isn't good without sugar.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
- Acquired by sin - there's no profit within.
O vakit kaybetmeden gelecek.
- She'll come without delay.
Utanmadan onu ağızdan öptü.
- She kissed him without shame, on the mouth.
Gecikmeden o işe başlamalıyım.
- I must set about that work without delay.
Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
Sensiz hayat düşünemiyorum.
- I can't think of life without you.
Sensiz ne yapardık bilmiyorum.
- I don't know what we would do without you.
Günah işledik, Tanrım, bizi affet.
- We have sinned, Lord, forgive us.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Günahı suçla karıştırmayın.
- Do not mistake sin with crime.
Yüzüne bakılmayacak kadar suçlusun.
- You're guilty as sin.
Günah işledik, Tanrım, bizi affet.
- We have sinned, Lord, forgive us.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Hiç şüphesiz, büyüleyici bir andı bu.
- That was without doubt a magical moment.
O şüphesiz Japonya'daki en başarılı iş adamlarından biridir.
- He is without doubt one of the most successful businessmen in Japan.
O kuşkusuz dünyadaki en başarılı yönetmen.
- He is without doubt the most successful movie director in the world.
Macbeth: 'tis better thee without then he within. - Shakspeare's Macbeth.
Why,’ he blurted, ‘because they say I've no right to come up like this – without we mean to marry—’.
Being from a large, poor family, he learned to live without.
Life goes on within you and without you. - George Harrison - Sgt Pepper.
Life goes on within you and without you. - George Harrison - Sgt Pepper.
I can not do without this dictionary even for a single day.
- I cannot do without this dictionary even for a single day.
I cannot do without this dictionary even for a single day.
- I can not do without this dictionary even for a single day.
If it wasn't for the life jacket, I would have drowned.
If it weren't for the life jacket, I would have drowned.
If it hadn't been for the life jacket, I would have drowned.
You will report to the police every week without fail.
He was brought down to earth in Georgetown, however, ten days later, suffering the indignity of being run out without troubling the scorers in the victory over British Guiana.
... without your knowledge or consent. It sounds far-fetched, but remember, the Canadian border ...
... a food surplus could be easily produced without having to ship the food. Now, if cities ...