Biz hariç herkes gitti.
- Everyone left, except for us.
John hariç, onların hepsi geldi.
- Except for John, they all arrived.
Bazı değişiklikler hariç olmak üzere, proje onaylandı.
- Except for some modifications, the project was approved.
Fırtına olmasaydı daha erken varırdım.
- Except for the storm, I would have arrived earlier.
Baş ağrım olmasaydı giderdim.
- I would go except for my headache.