Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.
- They demanded a treaty that would punish Germany severely.
Bu sabahtan beri şiddetle yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum.
- It has been raining severely since this morning. That's why I don't want to go anywhere.
O öğretmen tarafından şiddetle azarlandım.
- I got scolded severely by that teacher.
Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.
- The teacher scolded his students severely.
Tom ciddi olarak dövülmüştü.
- Tom had been severely beaten.
Tom, polis tarafından ağır biçimde dövüldü.
- Tom was severely beaten by the police.
Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.
- Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat.
Tom ciddi bir şekilde yenildi.
- Tom was beaten severely.
Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
- The storm severely damaged the crops.