Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.
- I'd like to wish my mom a happy birthday.
Sana iyi şans dilemek için geldim.
- I came to wish you good luck.
Onunla evlenmeyi arzu etti.
- He wished to marry her.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
- All the best wishes on this wonderful day.
Umarım dileklerin gerçekleşecektir.
- I hope your wishes will come true.
O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
- She went against her parent's wishes, and married the foreigner.
Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
- She cremated him against his wishes.
Sen uçabildiğini temenni etmez misin?
- Don't you wish you could fly?
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.
- Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
Sonunda dileğim gerçekleşti.
- My wish has finally come true.
Benim dileğim İsviçre'ye gitmektir.
- My wish is to go to Switzerland.
Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Sanırım bu umut etmek için çok fazlaydı.
- I guess it was too much to hope for.
Bütün yapabileceğimiz ümit etmektir.
- All we can do is hope.
Artık bütün yapabileceğimiz Tom'un yapmaya söz verdiği şeyi yapmasını ümit etmektir.
- All we can do now is hope that Tom does what he's promised to do.
Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- As long as there's life, there is hope.
Eğer varsa, Tom'un seçimi kazanmasına dair küçük bir ümit var.
- There is little, if any, hope that Tom will win the election.
Ben sizin başarınız için umutluyum.
- I hope for your success.
Öğrencileriniz bize yeni umut verdi.
- Your students have given us new hope.
Keşke söylediğimi geri alabilsem.
- I wish I could take back what I said.
Keşke daha zeki olsaydım.
- I wish I were clever.
Gidebilirsin ya da kalabilirsin, nasıl isterseniz.
- You can go or stay, as you wish.
Gidebilirsin ya da kalabilirsin, nasıl isterseniz.
- You can go or stay, as you wish.
Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.
- I wish I were what I was when I wished I were what I am.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.
- I named my daughter Nairu wishing her long life.
Fevkalade ve unutulmaz bir Noel dileriz!
- Wishing you a magical and memorable Christmas!
O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
- She sat next to him wishing she were somewhere else.
Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.
- I named my daughter Nairu wishing her long life.
Umarım beklentilerinize göre yaşayabiliriz.
- I hope we can live up to your expectations.
Umarım çok uzun süre beklemek zorunda değiliz.
- I hope we don't have to wait too long.
Sadako'nun şimdi yapabileceği bütün şey kağıttan vinçler yapmak ve bir mücize beklemekti.
- All Sadako could do now was to make paper cranes and hope for a miracle.
O en iyi ihtimalle hüsnükuruntu.
- That's wishful thinking at best.
O sadece hüsnükuruntu.
- That's just wishful thinking.
I wish to complain.
Mr. White took the paw from his pocket and eyed it dubiously. I don't know what to wish for, and that's a fact, he said slowly. It seems to me I've got all I want..
I suppose all old soldiers are the same, said Mrs White. The idea of our listening to such nonsense! How could wishes be granted in these days? And if they could, how could two hundred pounds hurt you, father? / Might drop on his head from the sky, said the frivolous Herbert.
We wish you a Merry Christmas.
1. You can't just wish him away. You'll have to ask him to leave!
2. Don't try to wish away the difficulties of your life.
Wouldn't you like to be a millionaire? — I wish!.
So, you will work til 8 tomorrow, then? Reply. As you wish.
He does sometimes half wish to change his life, but it is too difficult.
They can't bench me. I'm the best shooter on the team. / You wish!.
... the children who are not receiving any kind of nutrition wish to relation ...
... What is one thing you wish you could change about yourself? ...