Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
- This zipper doesn't zip smoothly.
Toplu taşıma sistemi saat gibi çalışır.
- The public transportation system runs like clockwork.
Her şey saat gibi çalışıyor.
- Everything's running like clockwork.
Açılış konuşması düzgünce gitti.
- The opening statement went smoothly.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
- If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.