Havaalanı ne kadar uzak?
- How far away is the airport?
Bir şey alamayacak kadar çok uzak.
- To take something too far.
O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti.
- He went so far as to call me a liar.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Biz dinlenmeden daha uzağa gidemeyiz.
- We cannot go any farther without a rest.
Tom ne kadar uzağa gittiğini görmek için kilometre sayacını kontrol etti.
- Tom checked his odometer to see how far he'd driven.
Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
- The questions involved go far beyond economics.
Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.
- Its modernization was far beyond my expectations.
O, otelden çok uzakta değildir.
- It is not far away from the hotel.
Tom bizden uzakta olmayan kirasız küçük bir evde yaşıyordu.
- Tom was living rent-free in a small house not too far from us.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.