Proje tamamlamak için 2000 adam-sat gerektiriyor.
- The project will require 2000 man-hours to complete.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Sami polislere eksiksiz bir sahte hikaye anlattı.
- Sami told cops a complete fake story.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Numarayı tamamıyle unuttum.
- I completely forgot the number.
Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
- After months of negotiations, the peace treaty was completed.
Binanın iskeleti artık tamamlandı.
- The frame of the building is now complete.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir.
- The new railway is not completed yet.
Ben gelmeden önce iş tamamlanmıştı.
- The work had been completed before I arrived.