which, who, the thing

listen to the pronunciation of which, who, the thing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение which, who, the thing в Английский Язык Турецкий язык словарь

that
o
that
bağlaç ki
that
{z} (çoğ. those)
that
bu kadar

Bugünlük bu kadar yeter. - That's enough for today!

Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum. - That's enough. I don't want any more.

that
(sıfat) öteki
that
Keşke

Keşke sigara içmeyi bıraksa. - I wish that she would stop smoking.

Keşke onunla gidebilseydim. - I regret that I couldn't go with her.

that
için

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi. - He only paid ten dollars for that shirt.

that
in that mademki
that
diye

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor. - She is on a diet for fear that she will put on weight.

that
-dığı
that
adl.şu
that
o kadar

John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu. - John was in such a hurry that he had no time for talking.

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz. - He is such a bad person that everybody dislikes him.

that
ki o

Babam o kadar yaşlıdır ki o çalışamaz. - My father is so old that he can't work.

O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum. - That was so good a book that I read it three times.

that
öylesine

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik. - It was such a hot day that we went swimming.

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.

that
-diği(ni)
that
ki
that
-en
that
-diği
Английский Язык - Английский Язык
{p} that
which, who, the thing
Избранное