Şimdi nereye gidiyorlar?
- Where are they going to right now?
Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
- Where do you think all the money goes?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your dad went?
Nereden kitap alabilirim?
- Where can I buy books?
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
- Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.
Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.
- One's point of view depends on the point where one sits.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
Bu şarkıyı dinlediğim zaman büyüdüğüm yeri düşünüyorum.
- When I hear that song, I think about the place where I grew up.
Tom Mary'nin babasının intihar ettiği yeri ziyaret etmek istemeyeceğini sandığını söyledi.
- Tom said that he thought Mary wouldn't want to visit the place where her father had committed suicide.
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Sizin için neresi uygun?
- Where's convenient for you?
Müzenin girişi neresi?
- Where is the entrance to the museum?
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı.
- Tom bought a piece of land not far from where Mary lives.
Tom, neredesin Seni özlüyoruz!
- Tom, where are you? We miss you!
Bütün sabah sana ulaşamadım. Neredesin?
- I haven't been able to reach you all morning. Where are you?
Neredesin? Ben bahçedeyim.
- Where are you? I am in the garden.
The snowbirds travel where it is warm.
Their job is to go where they are called.
He is looking for a house where he can have a complete office.
Where no provision under this Act is applicable, the case shall be decided in accordance with the customary pratices.
I wonder whether Tom knows where my umbrella is.
- I wonder if Tom knows where my umbrella is.
I wonder whether Tom knows where Mary lives.
- I wonder if Tom knows where Mary lives.