Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.
- This discovery has the potential to transform the field.
Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.
- Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
- The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.
- This discovery has the potential to transform the field.
Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
- Repetition does not transform a lie into a truth.
Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
- This book will transform your life.
Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
- Repetition does not transform a lie into a truth.
Onlardan ikisi kimyayı modern bilime dönüştürdü.
- The two of them transformed chemistry into a modern science.