Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

what one thinks about a subject

listen to the pronunciation of what one thinks about a subject
Английский Язык - Турецкий язык

Определение what one thinks about a subject в Английский Язык Турецкий язык словарь

opinion
teşhis
opinion
(Politika, Siyaset) içtihad
opinion
kam

Kamu oyu dengesi kendi lehine kalır. - The balance of public opinion remains in his favor.

Kamuoyu yoklamaları hükümete olan güveni ölçen göstergelerdir. - Public opinion polls are barometers of confidence in the government.

opinion
mutalaa
opinion
fikir

O ne saçma bir fikir! - What a ridiculous opinion that is!

Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor. - No one wants to listen to my opinions.

opinion
kanı

Üstelik, Kartaca'nın öldürülmesi kanısındayım. - Moreover, I am of the opinion that Carthage must be destroyed.

Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var. - I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.

opinion
düşünce

Onunla ilgili iyi bir düşüncem vardı. - I had a good opinion of her.

Ona yapmamasını söylememe rağmen o düşüncesine yapışmış. - He stuck to his opinion though I told him not to.

opinion
yargı

Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama. - Don't judge a man by the opinions of his enemies.

O, tarafsız ve ön yargısız olmanın şovunu yapar fakat sanırım o sadece kendi fikri olmayan bir adam. - He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.

opinion
{i} görüş

Kendi görüşüme göre, Twitter kuşu dünyamızdaki en kötü kuştur. - In my opinion, Twitter bird is the most evil bird in our world.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

opinion
görüş/düşünce
opinion
{i} kanaat

Onun haklı olduğu kanaatindeyim. - I am of the opinion that she is right.

Ben onun teklifi kabul etmeyeceği kanaatindeyim. - I am of the opinion that he will not accept the proposal.

opinion
kanaatimce
opinion
{i} takdir
opinion
{i} inanç

Fikri farklı olan biriyle evlendiğin için inançlarından vazgeçmemelisin. - You shouldn't give up your beliefs just because you married someone whose opinion is different.

opinion
{i} önemseme
Английский Язык - Английский Язык
opinion
what one thinks about a subject

    Расстановка переносов

    what one thinks a·bout a sub·ject

    Турецкое произношение

    hwʌt hwʌn thîngks ıbaut ı sıbcekt

    Произношение

    /ˈhwət ˈhwən ˈᴛʜəɴɢks əˈbout ə səbˈʤekt/ /ˈhwʌt ˈhwʌn ˈθɪŋks əˈbaʊt ə səbˈʤɛkt/
Избранное