Tom'un mükemmel bir skoru var.
- Tom got a perfect score.
Neredeyse mükemmel bir skor yaptım.
- I almost got a perfect score.
Yerleşmek için bir puanımız var.
- We have a score to settle.
Bizden daha iyi bir puan aldı.
- He got a better score than us.
Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı.
- The team's best striker scored twenty-three goals last season.