Doktor olmaktan gururluyum.
- I am proud of being a doctor.
Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
- Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
Erkek kardeşime benzediğim söylenmeden sadece bir gün yaşamak istiyorum.
- I'd like to go through just one day without being told I look like my brother.
Yaşaması konusunda hiçbir umut yok
- There is no hope of his being alive.
O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?
- Do you know who brought that team into being?
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
Hayvanlara saygı gösterelim çünkü onlar duyarlı varlıklardır.
- Let's respect the animals, because they are sentient beings.
İnsan sosyal bir varlıktır.
- Man is a social being.
İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır.
- Human beings were created in God's image.
Bizim roket yapılıyor.
- Our rocket is being built.
Tom onun akşam yemeği için yaptığını beğendiğini söyledi fakat o sadece kibarlık yapıyordu.
- Tom said he liked what she had made for dinner, but he was only being polite.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
İnsanoğlu değiştikçe dil de değişir.
- Language changes as human beings do.
Let's respect the animals, because they are sentient beings.
- Lass uns die Tiere respektvoll behandeln, denn es sind empfindende Wesen.
Sentient beings include humans and animals.
- Die empfindenden Wesen umfassen Menschen und Tiere.