Doktor olmaktan gururluyum.
- I am proud of being a doctor.
Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
- Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
Geçmişteki yaşam bugünkünden çok farklıydı.
- The living beings of the past were very different from those of today.
Yaşaması konusunda hiçbir umut yok
- There is no hope of his being alive.
Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur.
- Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible.
O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?
- Do you know who brought that team into being?
İnsanlar bilinçli varlıklardır.
- Humans are conscious beings.
İnsan sosyal bir varlıktır.
- Man is a social being.
İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır.
- Human beings were created in God's image.
Tom onun akşam yemeği için yaptığını beğendiğini söyledi fakat o sadece kibarlık yapıyordu.
- Tom said he liked what she had made for dinner, but he was only being polite.
Yapılacak çok az şey olması beni hayal kırıklığına uğrattı.
- I was disappointed at there being so little to do.
İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
- On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.
- As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.
Let's respect the animals, because they are sentient beings.
- Lass uns die Tiere respektvoll behandeln, denn es sind empfindende Wesen.
Human beings are different from animals in that they can think and speak.
- Menschliche Wesen unterscheiden sich von den Tieren dadurch, dass sie denken und sprechen können.