werkstücke

listen to the pronunciation of werkstücke
Английский Язык - Турецкий язык

Определение werkstücke в Английский Язык Турецкий язык словарь

pieces
(Muzik) parça

Bana iki parça tebeşir ver. - Give me two pieces of chalk.

Ben üç parça mobilya satın aldım. - I bought three pieces of furniture.

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
workpieces
parçaların
pieces
parçalar

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı. - After she had read the letter, she tore it to pieces.

works
{i} fabrika

Tom büyük bir fabrika için çalışıyor. - Tom works for a large factory.

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

Onun en son çalışmaları geçici sergide. - His latest works are on temporary display.

works
{i} eserler

Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir. - This book is one of the poet's best works.

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
(isim) fabrika, imalathane, iş, atölye, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar, tesis, yapı, istihkâm
works
{i} atölye

Boş eller internetin atölyesidir. - Idle hands are the Internet's workshop.

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır. - It works exactly as advertised.

works
(Askeri) TAHKİMAT: Bak. "fortification"
Немецкий Язык - Английский Язык
works
pieces
workparts
workpieces
work pieces