Yeni yayınlar için gazeteye bir reklam koydum.
- I put an advertisement for the new publications in the newspaper.
Birçok kişi reklam tarafından aldatıldı.
- Many people were deceived by the advertisement.
Tom bir reklamcılık ajansında başladı.
- Tom started an advertising agency.
Gazeteden reklam kesti.
- He cut the advertisement out of the newspaper.
Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
- If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Tom bir reklamcılık ajansında başladı.
- Tom started an advertising agency.
Bazı insanlar reklamın bir beyin yıkama biçimi olduğunu düşünüyorlar.
- Some people think that advertising is a form of brainwashing.
New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.
- I am impressed by your recent advertisement in the New York Times.
İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
- Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.
Mağaza bir satış tanıtımı yapıyor.
- The store is advertising a sale.
Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.
- They are advertising for a cook.
Advertisements urge us to buy luxuries.
- Die Werbung treibt uns an, Luxusartikel zu kaufen.
A resume is just an advertisement.
- Ein Lebenslauf ist nichts anderes als Werbung für sich selbst.