well informed; certain; sure

listen to the pronunciation of well informed; certain; sure
Английский Язык - Турецкий язык

Определение well informed; certain; sure в Английский Язык Турецкий язык словарь

perfect
mükemmel

İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı. - The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.

O kelime onu mükemmel şekilde açıklıyor. - That word describes it perfectly.

perfect
kusursuz

Bu rapor kusursuz değil. - This report is not perfect.

Kim kendi anadilini kusursuz bir biçimde bilir? - Who knows his own mother tongue perfectly?

perfect
olgun
perfect
tamamlanmış geçmiş zamanlı fiil
perfect
mükemmelleştirilmiş
perfect
tastamam
perfect
berkemal
perfect
tam

Tom'un tamamen güvenli olacağına sizi temin ederim. - I assure you Tom will be perfectly safe.

Ben tamamen normalim. - I'm perfectly normal.

perfect
eksiksiz
perfect
iyice öğrenilmiş
perfect
mükemmelleştir(mek)
perfect
aynı çiçekte hem erkeklik hem dişilik uzvu olan
perfect
{f} mükemmelleştirmek

Hayali gitar becerilerini mükemmelleştirmek için saatler harcadı. - He spent hours perfecting his air guitar skills.

perfect
{f} kusursuz yapmak
perfect
(fiil) tamamlamak, kusursuz yapmak, mükemmelleştirmek
perfect
{f} bitirmek, tamamlamak
perfect
{s} k.dili. tam, sapına kadar: perfect nonsense tam
perfect
{f} geliştirmek
Английский Язык - Английский Язык
perfect
well informed; certain; sure
Избранное