Tom, çok iyi bilinen bir biyolog.
- Tom is a very well-known biologist.
Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
- It's said that she's a well-known actress.
O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
Amerika'nın en meşhur adamı Washington'du.
- Washington was the most famous man in America.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
O tanınmış bir dağdır.
- That's a famous mountain.
En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.
- During the 60s and 70s, she published her most famous books.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
O, ülkemizde iyi tanınmıştır.
- He is well known in our country.
O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... He will be well known to you as with a background in print ...
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...