Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
- The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.
- I see no point in continuing this conversation.
Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi.
- Poverty prevented him from continuing his studies.
Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
- The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
- There were few students remaining in the classroom.
Yalnız kalan küçük çocukla dışarı çıkmamalısın.
- You oughtn't to go out with the little boy remaining alone.
Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
- There were few students remaining in the classroom.
Evli bir yazar bekar kalmayı tavsiye ettiği zaman kitabın zayıf noktası güvenirlikten yoksun olmasıdır.
- The book's weak-point is that it lacks credibility when a married writer recommends remaining unmarried.
Eve gitmek ve ofiste işte kalmak arasında tereddüt etti.
- He wavered between going home and remaining at work in the office.