Gerçek dünya genellikle kurgusal dünyadan daha tuhaftır.
- The factual world is often weirder than the fictional world.
Bu daha tuhaf oluyor.
- This is getting weirder.
Postacının henüz gelmemesi tuhaf.
- It's weird that the mailman hasn't come yet.
Tom Mary'nin biraz tuhaf olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks Mary is a little weird.
Tom'un bir sürü acayip fikirleri var.
- Tom has a lot of weird ideas.
Bugüne kadar yediğin en acayip şey ne?
- What's the weirdest thing you've ever eaten?
Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
- That's a really weird shade of red for a car.
Her zamankinden daha garip görünüyorsun.
- You seem weirder than usual.
Hey man, you’re weirding me out.