O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
- He never fails to write to his mother every week.
O, üç hafta New York'ta kaldı.
- He stayed in New York for three weeks.
Tom istasyonda haftalık bir dergi aldı.
- Tom bought a weekly magazine at the station.
Ekonomi bakanı haftalık açıklama yapar.
- The economic minister gives a weekly report.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.
- I have to take a make up test in English next week.
ABD'nin ilk başkanı 1790'ların son yılının , son ayının, son haftasının, son gününün, son saatinde öldü.
- The first president of the USA died on the last hour, of the last day, of the last week, of the last month, of the last year of the seventeen nineties.
Haziran ayının son haftasında, geçen hafta babanla tanıştım.
- I met your father last week, so in the last week of June.
Her üç haftada bir toplanırız.
- We meet every three weeks.
Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.
- We go to the theater once every two weeks.
O her hafta ona yazmaktan asla geri kalmaz.
- He never fails to write to her every week.
O her hafta arabayı yıkar.
- He washes the car every week.
Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.
- My brother sent me a letter last week.
Okuldan geçen hafta ayrıldı.
- He quit school last week.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
- Tom expects to finish the report by next week.
Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
- I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
Soğuk hava orada haftalarca daha devam etti.
- Cold weather lasted there for weeks longer.
Tom haftalarca Mary'yi görmedi.
- Tom hasn't seen Mary in weeks.
Haftada bir kez piyano dersleri alır.
- She takes piano lessons once a week.
Haftada bir kez, o, aerobiğe gider.
- She goes to aerobics once a week.
Almanya'da insanlar haftada kaç saat çalışıyorlar?
- How many hours do people work in Germany per week?
Haftada ne kadar kazanıyorsun?
- How much do you earn per week?
I'll see you Thursday week.
On the other hand, too wide a notch means you have to drill until a week from next Tuesday to get enough dust to fill the darn thing.
Even the best weatherman can't tell if it's going to rain or shine a week from next Tuesday. With the stars it is different. We can always tell in advance.
I wouldn't bother trying to get off with her – it's rag week.
She visits her mother weekly.
He's going for his weekly check-up at the hospital.
... upcoming business trip I have to New York this week. ...
... IF YOU CAN BE GOOD FOR A WHOLE WEEK. ...