O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
- He never fails to write to his mother every week.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Haftalık alışverişini rahat yapman için, arabaya ihtiyacın var.
- For comfortable weekly shopping you have to have a car.
Der Spiegel haftalık Alman dergisidir ve aynı zamanda ayna anlamına gelir.
- Der Spiegel is a German weekly magazine and it also means The Mirror.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
Gelecek hafta New York'a gidiyor.
- He is leaving for New York next week.
ABD'nin ilk başkanı 1790'ların son yılının , son ayının, son haftasının, son gününün, son saatinde öldü.
- The first president of the USA died on the last hour, of the last day, of the last week, of the last month, of the last year of the seventeen nineties.
Haziran ayının son haftasında, geçen hafta babanla tanıştım.
- I met your father last week, so in the last week of June.
Her üç haftada bir toplanırız.
- We meet every three weeks.
Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.
- We go to the theater once every two weeks.
Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.
- Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
Tom her hafta sinemaya gitti.
- Tom went to the movies every week.
Okuldan geçen hafta ayrıldı.
- He quit school last week.
Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.
- My brother sent me a letter last week.
Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The meeting was adjourned until the next week.
Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
- Tom expects to finish the report by next week.
Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
- I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
Katil haftalarca kaçak kaldı.
- The killer remained at large for weeks.
Tom haftalarca Mary'yi görmedi.
- Tom hasn't seen Mary in weeks.
Haftada bir kez, o, aerobiğe gider.
- She goes to aerobics once a week.
O haftada bir kez pazara gitti.
- She went to the market once a week.
Haftada ne kadar kazanıyorsun?
- How much do you earn per week?
Almanya'da insanlar haftada kaç saat çalışıyorlar?
- How many hours do people work in Germany per week?
I'll see you Thursday week.
On the other hand, too wide a notch means you have to drill until a week from next Tuesday to get enough dust to fill the darn thing.
Even the best weatherman can't tell if it's going to rain or shine a week from next Tuesday. With the stars it is different. We can always tell in advance.
I wouldn't bother trying to get off with her – it's rag week.
She visits her mother weekly.
He's going for his weekly check-up at the hospital.
... Wow, it looks like we had a great day last week. ...
... people every week and actually get more use than Google Maps ...