Bekleyiş nihayet bitti.
- The wait is finally over.
Uzun bir bekleyişten sonra içeri girdik.
- We got in after a long wait.
Otobüsü beklerken burada kalmaktansa yürümeyi tercih ederim.
- I prefer to walk rather than stay here waiting for the bus.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
O gelene kadar burada bekleyeceğim.
- I'll wait here until she comes.
Burada beklememen gerekir.
- You shouldn't wait here.