warn, notify of danger

listen to the pronunciation of warn, notify of danger
Английский Язык - Турецкий язык

Определение warn, notify of danger в Английский Язык Турецкий язык словарь

caution
{i} dikkat

Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz. - We should proceed with great caution.

Her şey en büyük dikkatle yapılmalı. - Everything should be done with the greatest caution.

caution
{i} uyarı

O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu. - He cautioned me against being careless of my health.

caution
{i} sakınma
caution
{f} uyarmak
caution
{f} ihtar etmek
caution
ihtar vermek
caution
ikaz etmek
caution
uyar

Sınıfta aşikar bir şekilde sigara içen lise öğrencileri ve onları uyaramayan öğretmenler cezalandırılacak. - High school students who flagrantly smoke in class and the teachers who can't caution them will be punished.

Sami, Leyla'yı Ferit'ten uzak durması için uyardı. - Sami cautioned Layla to stay away from Farid.

caution
{f} tembih etmek
caution
{i} garip şey
caution
dikkat,v.uyar: n.uyarı
caution
{f} dikkatini çekmek
caution
{i} uyarma
caution
eski
caution
{i} teminât
caution
cautionary uyarıcı
caution
{i} uyarma, ikaz
Английский Язык - Английский Язык
{f} caution
warn, notify of danger
Избранное