Tom ateşin yanında kendini ısıtıyor.
- Tom is warming himself by the fire.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
- I found it fascinating what you were saying about global warming.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Isıtmak için parmaklarına üfledi.
- He blew on his fingers to make them warm.
Isınmak için bir banyo yapsan iyi olur.
- You had better take a bath to get warm.
Yarıştan önce koşucular ısınmak zorundadır.
- Before the race, the runners have to warm up.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Bugün hava çok sıcak.
- It's very warm today.
O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
- It was a warm, friendly meeting.
Bir sürü samimi sözler söylendi.
- A lot of warm words were said.
Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
- I'm wearing a warm pair of socks.
Sıcak tutan bir çift çorap giymelisin.
- You should put on a warm pair of socks.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Bugün hava güzel ve sıcak.
- It is nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Tom oldukça cana yakın.
- Tom is quite warmhearted.
Tom cana yakın bir adam.
- Tom is a warm-hearted man.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
Sanırım film içten bir filmdi.
- I think the movie is a very heart warming one.
O, oğlunu içtenlikle kucakladı.
- He embraced his son warmly.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
- I found it fascinating what you were saying about global warming.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Küresel ısınma kıyı sellerine neden olacak.
- Global warming will cause coastal flooding.
Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
- Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
O heyecanlandırıcıydı.
- It was heart-warming.
It was a heartwarming movie about a child overcoming adversity.
A house warming card.
The tea is still warm.
It seemed I was too excited for sleep, too warm, too young.
Her classmates are gradually warming to her.
This is a very warm room.
... ln the warming after the last ice age, farming begins to take hold ...
... With temperatures warming after the ice age, ...