Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.
- Ich weiß nicht, wann er kommt.
Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Äußerte sich der Fehler bereits von Anfang an, oder erst später? - Wann?
Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Did the error occur right from the start or later on? - When?
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
O üç yaşında iken babasını kaybetti.
- He lost his father when he was three years old.
Ne zaman orada olmam gerektiğinden emin değilim.
- I'm not sure when I should be there.
Tom ne zaman orada olması gerektiğinden emin değildi.
- Tom wasn't sure when he was supposed to be there.
Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu.
- She was playing the piano when the guests arrived.
Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi.
- All she said was that we would know when the time came.
Küçükken büyükanne ve büyükbabalarımla taşrada çok vakit geçirdim.
- When I was little, I spent a lot of time in the country with my grandparents.
Üzücü haber geldiğinde çok iyi vakit geçiriyordum.
- I was having a very good time, when the sad news came.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.
- Es ist unvermeidbar, dass ich eines Tages nach Frankreich gehe, ich weiß nur nicht, wann.
When can one say that a person has alcohol issues?
- Wann kann man sagen, dass ein Mensch Alkoholprobleme hat?