Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Özür dilemek istiyorum.
- I wish to say a word of apology.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım.
- I forced him into complying with my wish.
Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
- All the best wishes on this wonderful day.
O, sana en iyi dileklerini gönderdi.
- She sent you her best wishes.
Sen uçabildiğini temenni etmez misin?
- Don't you wish you could fly?
Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
- She cremated him against his wishes.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.
- I wish I were what I was when I wished I were what I am.
Dileğiniz gerçekleşti mi?
- Did you get your wish?
Dileğinin gerçekleşeceğini umuyorum.
- I hope your wish will come true.
I wish to complain.
Mr. White took the paw from his pocket and eyed it dubiously. I don't know what to wish for, and that's a fact, he said slowly. It seems to me I've got all I want..