O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- He has been working during the whole day.
Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı.
- During his seven years in Japan, he studied Japanese in earnest.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
Ders süresince telefonu çaldı.
- Her cellphone rang during class.
Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
- The pupils listened eagerly during his speech.
O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
- She is never online, even during her vacation.
Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Many peasants died during the drought.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.