He put emphasis on the importance of the exercise.
- O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
We lay emphasis on the importance of being sincere.
- Biz samimi olmanın önemini vurgularız.
I want to stress this point.
- Bu konuyu vurgulamak istiyorum.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
Fadil's story was highlighted in several newspapers.
- Fadıl'ın hikayesi birkaç gazetede vurgulandı.
Take a screenshot of just the highlighted text.
- Sadece vurgulanan metnin ekran görüntüsünü alın.
He stressed the convenient aspects of city life.
- Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
Where does the accent fall in the word Australia?
- Avustralya kelimesinde vurgu nereye düşer?
In the word tomorrow, the accent is on the second syllable.
- Tomorrow kelimesinde vurgu ikinci hecededir.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
You should emphasize that fact.
- O gerçeği vurgulamalısın.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
I want to stress this point.
- Bu konuyu vurgulamak istiyorum.