He placed emphasis on the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
This point deserves special emphasis.
- Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.
I stressed the point.
- Ben konuyu vurguladım.
This point deserves special emphasis.
- Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.
The word before XYZ should be highlighted in yellow.
- XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.
The author's juxtaposition of the two characters highlights their differences, but also their similarities.
- Yazarın iki karakteri bir araya getirmesi, onların farklılıklarının yanı sıra onların benzerliklerini de vurguluyor.
The teacher stressed the importance of daily practice.
- Öğretmen günlük çalışmanın önemini vurguladı.
However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
- Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
In the word tomorrow, the accent is on the second syllable.
- Tomorrow kelimesinde vurgu ikinci hecededir.
The accent of this word is on the second syllable.
- Bu kelimenin vurgusu ikinci hecede.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
The doctor emphasized that the patient had only a few days.
- Doktor hastanın sadece birkaç günlük ömrü olduğunu vurguladı.
He emphasized the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
She emphasized the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
He stressed the convenient aspects of city life.
- Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
I stressed the point.
- Ben konuyu vurguladım.
The word before XYZ should be highlighted in yellow.
- XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.
Fadil's story was highlighted in several newspapers.
- Fadıl'ın hikayesi birkaç gazetede vurgulandı.
However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
- Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.