Bu önceden tasarlanmış bir suçtu.
- This was a premeditated crime.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
- He broke the window intentionally.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.
Bu önceden tasarlanmış bir suçtu.
- This was a premeditated crime.