Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
- Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.
- I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.
Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.
- Tom has no intention of staying in Boston for the rest of his life.
Evde kalmak sıkıcıdır.
- Staying at home is boring.