Kuşların keskin bir görme gücü vardır.
- Birds have sharp vision.
Lazer cerrahisi bazı görme sorunu türlerini onarabilir.
- Laser surgery can fix some kinds of vision problems.
Gerçek görüntüler yoktur.
- There are no real visions.
Muktedirliğin vizyonlarının yanı sıra aşağılık duyguları içeren kafasında bir patlayıcı karışımı vardı.
- There was an explosive mixture in his head containing feelings of inferiority as well as visions of omnipotence.
Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.
- The sweetness of Interlingua was more suited to my poetic vision.
Chaplin hayalperestti.
- Chaplin was visionary.
Görüşüme göre teleskobu ayarladım.
- I adjusted the telescope to my vision.
Benim görüşüm kötüleşiyor.
- My vision's getting worse.
Kuşların keskin bir görme gücü vardır.
- Birds have sharp vision.
He worked tirelessly toward his vision of world peace.
He tried drinking from the pool of water, but realized it was only a vision.