Babamın arabası çok güzeldir.
- My father's car is very nice.
Mary çok güzel bir kız.
- Mary is a very nice girl.
Çünkü sen tatlı ve güzel bir kızsın.
- Because you're a sweet and lovely girl.
Meg'in güzel bir yüzü var.
- Meg has a lovely face.
Bir çocuk ne kadar aptalsa o kadar sevimlidir.
- The stupider the child, the more lovely.
İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı.
- The two boys lived alone with a lovely cat.
Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
- And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
O hoş bir sonbahar akşamı idi.
- It was a lovely autumn evening.
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
... of all, solar power is very nice, but it's twice as expensive as fossil fuel technology ...
... Mr. Weiner: Oh, very nice. ...