O kötü bir şekilde yaralandı.
- He was badly wounded.
Daha önce ağrıyordu, ama asla şu andaki kadar kötü bir şekilde değil.
- It's ached before, but never as badly as right now.
Seni şiddetle özleyeceğiz.
- We will miss you badly.
Bunu ne kadar şiddetle istiyorsun?
- How badly do you want it?
Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
- I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
Ekmek çok yumuşak olduğu için zor kesiliyor.
- The bread is cutting badly because it's very soft.
O, kazada ağır yaralandı.
- He was injured badly in the accident.
Onun çantası ağır hasar gördü.
- His bag was badly damaged.
Mary berbat şekilde pişirdiği akşam yemeğinden utandı.
- Mary was embarrassed by her badly cooked dinner.
Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.
- Mary has been badly let down.
Daha önce ağrıyordu, ama asla şu andaki kadar kötü bir şekilde değil.
- It's ached before, but never as badly as right now.
O, oğullarına kötü davrandı.
- He behaved badly to his sons.
Fena halde suya ihtiyacımız var.
- We are badly in want of water.
O, fena halde yeni bir elbise istiyor.
- She wants a new dress badly.
O, fena halde azarlanmış görünüyor.
- It seems that he was badly scolded.
Onun fena halde paraya ihtiyacı vardı.
- She badly needed the money.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.
- Mary has been badly let down.
I want it so badly.