Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Tom Fransızcayı çok fazla konuşmaz.
- Tom can't speak very much French.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Sirk bizi çok eğlendirdi.
- The circus entertained us very much.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... at human psychology we don't like extreme efficiency very much ...
... makes new mom is very person on this island is very much about my feelings ...