very intense; extreme

listen to the pronunciation of very intense; extreme
Английский Язык - Турецкий язык

Определение very intense; extreme в Английский Язык Турецкий язык словарь

excruciating
{s} dayanılmaz derecede acı veren
excruciating
şiddetli

O çok şiddetli şekilde sıkıcı görünüyor. - That looks so excruciatingly boring.

excruciating
{i} işkence edici
excruciating
(ağrı/acı) çok kötü
excruciating
{f} işkence et
excruciating
çok kötü
excruciating
{s} acı veren
excruciating
{s} eziyetli
excruciating
{s} ızdıraplı

Sol ayak parmağımda ızdıraplı bir acı hissettim. - I felt excruciating pain in my left big toe.

Sabahleyin ağrı ızdıraplıydı. - In the morning, the pain was excruciating.

Английский Язык - Английский Язык
excruciating
very intense; extreme
Избранное