Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Sıcak suyun tümünü kullanma.
- Don't use all the hot water.
Biraz baharatsız ve acısız Kore yemeği yemek istiyorum.
- I want to eat some Korean food that isn't hot and spicy.
Bir acı biber kestikten sonra asla gözlerini ovma.
- Never rub your eyes after cutting a hot pepper.
Tom Mary'ye ateşli olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that he was hot.
Bir güneş yanığın mı var yoksa her zaman böyle ateşli misin?
- Do you have a sunburn, or are you always this hot?
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
- The fresh strawberries went like hot cakes.
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
- Our guide misinformed us about the location of the hotel.
Bu kız gerçekten seksi.
- This girl is really hot.
O, gördüğüm en seksi adam.
- He's the hottest guy I have ever seen.