Tom Mary'nin yardımını reddetmekle hata yaptı.
- Tom was wrong to refuse Mary's help.
Bu reddetmek için zor bir teklif.
- That's a tough offer to refuse.
Onun teklifini reddetti.
- She refused his offer.
Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
- I am surprised that she refused such a good offer.