Her yerde gizli kameralar vardı.
- There were hidden cameras everywhere.
Tom bahçesinde gizli bir yedek anahtar bulundurur.
- Tom keeps a spare key hidden in his garden.
Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
- Now the mountain is hidden by the clouds.
Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
- The sun was hidden in the moon's shadow.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Tom silahını paltosunun altında gizledi.
- Tom concealed his pistol under his coat.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
- Tom was carrying a concealed weapon.