verpassen die zeit

listen to the pronunciation of verpassen die zeit
Немецкий Язык - Турецкий язык
zaman cevapsız
Zeit
[die] zaman, vakit; saat; süre, müddet; çağ, devir; mühlet, mehil
Zeit
saati
Zeit
periyod
Zeit
saatin
Zeit
sur
Zeit
seferlik
Zeit
seferde
Zeit
uygun zaman
Zeit
bir dönem
Zeit
sürede
Zeit
seferi
Zeit
döneminde
Zeit
zamanlı
Zeit
dönemi
Zeit
müddet

Size yarına kadar müddet veriyorum. - Ich gebe Ihnen bis morgen Zeit.

Zeit
sefere
Zeit
zamanı

Kitap okumak için zamanım yok. - Ich habe keine Zeit, Bücher zu lesen.

Bunu bitirmek için ne kadar zamanımız var? - Wie viel Zeit haben wir, um das fertig zu machen?

Zeit
süresi
Zeit
en {tsayt} e zaman; süre; çağ; saat
Zeit
vakit

Kızınla vakit geçirip sohbet etmelisin. - Du solltest Zeit mit deiner Tochter verbringen und dich mit ihr unterhalten.

Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak. - Er wird morgen zu dieser Zeit mit ihr das Abendessen essen.

Zeit
zaman

Kriz zamanı geçmişi idealize etmenin manası yok. - Es ist zwecklos, in Zeiten einer Krise die Vergangenheit zu idealisieren.

Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı. - Vor langer Zeit war hier eine Brücke.

zeit
(Gramer) boyunca, …süresince
Английский Язык - Турецкий язык

Определение verpassen die zeit в Английский Язык Турецкий язык словарь

miss one's period
Âdet görmemek, âdeti gecikmek
Немецкий Язык - Английский Язык
miss one's period
Zeit
spell
Zeit
hours
Zeit
times
Zeit
tense
Zeit
time
verpassen die zeit
Избранное