vermissen

listen to the pronunciation of vermissen
Немецкий Язык - Турецкий язык
özlemek
yokluğunu hissetmek
vermissen lassen
yoksun olmak, mahrum olmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение vermissen в Английский Язык Турецкий язык словарь

miss
{f} kaçırmak

Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor. - Tom doesn't want to miss his flight.

Trenimi kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my train.

miss
ıska

Bomba hedefi ıskaladı. - The bomb missed its target.

Ok hedefini ıskaladı. - The arrow missed its target.

miss
kavramamak
miss
anlamamak
miss
başarısızlık

Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar. - That was a terrible miss! cried the commentators.

Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır. - Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.

miss
(Konuşma Dili) göresimek
miss
hanımefendi

Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi. - It's an honor to meet you, miss.

miss
{f} özle

Anne üniversitedeki kızını özledi. - The mother missed her daughter who was away at college.

Hepimiz seni özledik. - We all have missed you.

miss
(evlenmemiş bayanlara hitap ederken) Bayan
miss
ıskalamak
miss
i., k.dili. genç kız
miss
{f} 1. isabet ettirememek, ıskalamak, vuramamak; isabet etmemek, vurmamak: You missed the target. Hedefi ıskaladın. By some miracle the bullet
miss
(Askeri) BOŞ: Hedef üzerinde olmayan vuruş veya paralanma
miss
görmemek
miss
(fiil) ıskalamak, özlem duymak, gözlemek, vuramamak, kaçırmak, özlemek, aramak, eksik olmak, kaçırmak (fırsat)
miss
{f} vuramamak
miss
gidememek
miss
ele geçirememek
miss
bulamamak
Немецкий Язык - Английский Язык
missed
miss

I will badly miss you if you leave Japan. - Ich werde dich sehr vermissen, wenn du Japan verlässt.

I'll miss you very much if you go. - Ich werde euch sehr vermissen, wenn ihr geht.

Er ließ jeglichen Mut vermissen.
He was completely lacking in courage
Wir werden sie vermissen, denn wir schätzen ihre Ratschläge.
We'll miss her because we value her counsel
etw. an jemandem vermissen
to find somebody lacking in something
etw. vermissen lassen
to be lacking in something
etw. vermissen lassen
to lack something
jdn. vermissen
to regret the absence of somebody
jdn./etw. vermissen
to miss somebody/sth