On kişi kazada hafif yaralandı.
- Ten people were slightly injured in the accident.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
- No one else was injured.
Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
- My grandma injured her leg in a fall.
Kendilerini incitebileceklerinden korktum.
- I feared they might injure themselves.
If Tom's not careful, he's going to get injured.
- Wenn Tom nicht aufpasst, wird er sich noch verletzen.