Bu kamera, film yüklü değil.
- This camera is not loaded with film.
Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.
- The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.
Tom işle o kadar doluydu ki yemek yemeyi unutacaktı.
- Tom was so loaded with work that he would forget to eat.
Tom silahın dolu olduğunu bilmiyordu.
- Tom didn't know the gun was loaded.
Adamlar bagajı kamyona yükledi.
- The men loaded the baggage into the truck.
Tom arabaları araba vapuruna yükledi.
- Tom loaded the cars onto the ferryboat.