Английский Язык - Турецкий язык
Определение vereitelt в Английский Язык Турецкий язык словарь
- frustrated
- {s} hayal kırıklığına uğramış
- foiled
- {f} önle
- blighted
- yanık
- frustrated
- hüsrandan ileri gelen
- frustrated
- ket vurulmuş
- frustrated
- hüsran dolu
- frustrated
- boşa çıkan
- frustrated
- kösteklenmiş
- frustrated
- set çekilmiş
- blighted
- {f} çürü
- frustrated
- {f} boşa çıkar
Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı.
-The bad weather frustrated our plans.
- foiled
- önlenmiş
- foiled
- folyolu
- frustrated
- {s} hüsranı
- frustrated
- {s} hakkı yenmiş
- frustrated
- {s} boşuna didinmiş
- frustrated
- {s} engellenmiş; kösteklenmiş, ket vurulmuş; set çekilmiş
- frustrated
- {s} hüsran dolu; ümitleri suya düşmüş, istekleri gerçekleşmemiş
- frustrated
- {s} amacına ulaşamamış