The export of arms was not allowed.
- Silah ihracatına izin verilmedi.
Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
- İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
I can't answer this question. I don't know anything about those issues.
- Ben bu soruya cevap veremem. Bu konular hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I voted for the bond issue.
- Tahvil ihracı lehinde oy verdim.
That sounds reassuring.
- O güven verici görünüyor.
The first paragraph is reassuring.
- İlk paragraf güven vericidir.
My father won't allow me to keep a dog.
- Babam benim köpek bakmama izin vermez.
Allow me to introduce Mayuko to you.
- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
Mary terminated our friendship.
- Mary dostluğumuza son verdi.
If we place an order for more than 20 units, would you reduce the price?
- 20 kişiden fazla sipariş verirsek, fiyatta indirim yapıyor musunuz?
I am very happy to see you.
- I'm very glad to see you.
I am very happy to see you.
- I am very glad to see you.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Bu sözlük en son sürüm değil.
- This dictionary isn't the most recent version.