Tom'u zehirlemek için birçok girişim vardı.
- There have been many attempts to poison Tom.
Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.
- The tip of the spear was dipped in a deadly poison.
Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
- Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.
Sami zehirli kapsülleri Leyla'nın içkisine boşalttı.
- Sami emptied the poisonous capsules into Layla's drink.
Tom, Mary'nin içkisine zehir koydu.
- Tom put poison in Mary's drink.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Tom'un Mary'yi zehirlemesinin mümkün olduğuna inanıyoruz.
- We believe it was possible that Tom poisoned Mary.