vazgeçilmez

listen to the pronunciation of vazgeçilmez
Турецкий язык - Английский Язык
irrevocable
(Konuşma Dili) die hard
necessary
inalienable
must-have
indispensable

Your assistance is indispensable for us. - Yardımın bizim için vazgeçilmezdir.

Air is indispensable to life. - Hava, yaşamak için vazgeçilmezdir.

vazgeçilmez koşul
sine qua non
vazgeç
back off
vazgeç
(Bilgisayar) abort
vazgeç
given up

Tom has all but given up. - Tom neredeyse vazgeçti.

I've given up eating meat. - Et yemekten vazgeçtim.

vazgeç
gave up

They gave up their plan to climb Mt. Fuji. - Fuji Dağına tırmanma planlarından vazgeçtiler.

I gave up smoking for health. - Ben sağlık için sigara içmekten vazgeçtim.

vazgeç
throw over
vazgeç
{f} forsaking
vazgeç
thrown over
vazgeç
{f} forsaken
vazgeç
dispense with

I cannot dispense with this dictionary. - Bu sözlükten vazgeçemem.

It seems unlikely that any society could completely dispense with myths. - Herhangi bir toplumun efsanelerinden tamamen vazgeçebilmesi olası görünmüyor.

vazgeç
forsake
vazgeç
deter
vazgeç
waive
vazgeç
abdicate

The king was forced to abdicate. - Kral tahttan vazgeçmeye zorlandı.

vazgeç
forsook
vazgeç
desist from
vazgeç
renounce

The Japanese people have renounced war. - Japon halkı savaştan vazgeçti.

He renounced the ownership of the land. - Arazinin mülkiyetinden vazgeçti.

vazgeç
lay aside
vazgeç
abjure
vazgeç
give up

Never give up till the very end. - Tam sonuna kadar vazgeçme.

I tried to persuade Sam to give up his plan, only to fail. - Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,

vazgeç
forgo

Tom had to forgo his morning swim, on account of it being too cold. - Tom çok soğuk olduğu için sabah yüzmesinden vazgeçmek zorunda kaldı.

vazgeç
desist
vazgeç
givenup
vazgeç
throwover
vazgeç
cancel
vazgeç
gaveup
vazgeç
giveup
vazgeç
thrown#over
vazgeç
thrownover
vazgeç
throw#over
vazgeçilmez
Избранное