Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
- Air is a mixture of various gases.
Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
- In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
Dalgıçların havası tükeniyor.
- The divers are running out of air.
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
Dalgıçlar deniz yatağında bir enkaz buldu.
- The divers found a wreck on the sea-bed.
Dalgıçların havası tükeniyor.
- The divers are running out of air.
Küreselleşme dil çeşitliliğini yok ediyor.
- Globalization destroys the diversity of languages.
Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- This forest is full of diversity.
Acıya katlanmanın birçok yolu var.
- There are various ways of enduring the pain.
Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
O kasede değişik türde şekerleme var.
- There are various kinds of candy in that bowl.
Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.
- Thanks to the arrangements made by Ken'ichi, the women found various places to work around town.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
Shortly after this I had to go out of town. Divers sound sportsmen had invited me to pay visits to their country places, and it wasn't for several months that I settled down in the city again.
The reasons are various.
You have broken various of the rules.
... All of those declined in various reasons because of the ...
... You've been around various different leagues. ...