Keşke işimde daha çok çeşitlilik olsa.
- I wish there was more variety in my work.
Ülkenin bu bölümündeki dağlar çeşitlilikle doludur.
- The mountains in this part of the country are full of variety.
Menünün içinde büyük bir çeşit yemek vardı.
- There was a great variety of dishes on the menu.
O, çeşitli ekinler büyüttü.
- He grew a variety of crops.
Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
- Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.
... ln terms of plants, two varieties of wheat, rye, barley, lentils, figs, ...