There were five patients in the waiting room.
- Bekleme salonunda beş hasta vardı.
There were lots of people at the concert.
- Konserde bir sürü insan vardı.
Is there a room available for tonight?
- Bu gece için mevcut bir oda var mı?
We have little money available for the research.
- Araştırma için mevcut az paramız var.
There's a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
There is a clock on the wall.
- Duvarda bir saat var.
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Tom believes that life exists on other planets.
- Tom, diğer gezegenlerde yaşamın var olduğuna inanmaktadır.
I do not believe that God exists.
- Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
There are few sites in the Tatar language on the Internet.
- İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
There are few bookstores in this area.
- Bu bölgede çok az kitapçı var.
In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
There is an apple on the table.
- Masanın üzerinde bir elma var.
How did you get inside? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
How did you get in? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
I have a right to be in there.
- Orada olmaya hakkım var.
There's someone in there.
- Orada içeride biri var.
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
- Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
- Variable names in C are case sensitive.