I'll get him to carry this case upstairs.
- Ona, bu valizi üst kata taşıtacağım.
A valise of this size is very handy.
- Bu boyuttaki bir valiz çok kullanışlıdır.
I had the porter take my suitcases to my room.
- Hamala valizlerimi odama taşıttım.
Kumiko got a porter to carry her suitcase at the airport.
- Kumiko havaalanında valizini bir hamala taşıttı.
Tom repacked his suitcase.
- Tom valizini yeniden topladı.
The suitcase contained nothing but dirty clothes.
- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
She took a lot of baggage with her.
- Yanında çok valiz aldı.
I only have this baggage.
- Benim yalnızca bu valizim var.